12 Mayıs 2016 Perşembe

İSMAİL



Yunus, köyüne vardığında eşinin de aralarında olduğu pek çok insanın öldüğünü ve oğlu İsmail’in de kaçırılmış olduğunu öğrenir. Bu olay, romanda ve Yunus’un kurgusal hayatında bir kırılma anıdır. Bundan sonra Yunus’un iki büyük mücadelesi ve arayışı başlar. Bunlardan ilki İsmail’i bulmaktır. İkincisi ve esas olanı ise nefsiyle girdiği mücadele ve ilahi aşka dair arayışıdır. Kaçırıldıktan sonra adı Samuel olarak değiştirilen İsmail, Yunus Emre’nin başladığı pişme, olgunlaşma, kendini yok etme, İlahi aşka erme yolcuğunda yaşadıklarının neredeyse tam zıddı kabul edilecek bir hayat sürmeye başlar. Fakat o daima babasının ve ailesinin iyi özelliklerini içinde taşır. Dolayısıyla kötülüğü çok fazla uyguladığı bölümlerde bile İsmail tam bir zalim tipine dönüşmez. İsmail babası Yunus’a kızgındır. İsmail, onu bir baba olarak daima kırgınlık ve kızgınlıkla anar. Ona göre Yunus, oğlunu önemsememiş, yalnız bırakmış, aramamış dolayısıyla yaşadığı tüm olumsuzluklara, kötülüklere ve daima onu hırpalayan terk edilmişlik, kimsesizlik duygusuna sebep olmuştur. Bu yüzden suçludur. Yunus Emre, Samuel tarafından anlatılan bölümlerde daima bu öfkenin ve kırgınlığın yansımaları ile anılır. Samuel’in zannettiğinin aksine babası çıktığı yolculukta tüm dünyadan ve dünya nimetlerinden vazgeçmiş olsa da oğlu İsmail’i aramaktan vazgeçmemiştir. Öte yandan Yunus’un köy halkı için üzerine aldığı sorumluluk İsmail’in çocuk yaşı ile anlayamayacağı bir fedakârlıktır. İsmail, babası baskın sırasında köyde olsa kendilerini kurtarabileceğini düşünür bu sebeple neredeyse tüm köy halkıyla beraber annesini kaybetmesinin, kendisinin kaçırılmasının sorumlusu olarak babasını görür. İlerleyen yıllarda İsmail, babasına dair bir takım izlere ulaşır. Buna rağmen bunca yıl kendisini aramadığını düşündüğü için babasına kırgınlığı ve öfkesi devam etmektedir. Bu durumda Yunus’un aksine İsmail tam aksi bir yola girer. Bilhassa Yunus’la karşılaşmalarından sonra ona olan öfkesini Yunus’un fikir ve inançlarına yansıtır, Tanrı’yı ve onun iyi olduğu fikrini kabul etmez. İsmail Allah’a öfkelidir. Bu öfkenin sebebi Allah’a yakardığı halde babasına kavuşamamasıdır. İsmail kötülüğü bizzat yaşamış ve uygulamıştır, Yanında yetiştiği Arm Ustası da yaşadıklarından dolayı Allah'a inanmıyordu. İsmail zaman zaman ustası ile tanrı hakkında konuşurdu. Ustasının söylediklerine rağmen içinde inanma duygusu taşıyordu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder